İstanbul İl Başkanlığı

Sağlık İşleri Başkanlığının Haftalık Makalesi Sağlık İşleri Başkanlığının Haftalık Makalesi

16 May 2021
ŞEHİR HASTANELERİ

Şehirlerden kilometrelerce uzaklıkta yapılan hastane komplekslerine şehir hastaneleri denilmesi başlı başına bir garabettir.

Oysaki bu hastanelerin yapılma amacı hastanelerden oluşan şehirler oluşturmaktı. Fakat tahminimizce ‘hastaneler şehri’ isim olarak oturmamış olacak ki sempatik olsun diye ‘şehir hastaneleri’ ismi verilme kararı alındı. Çünkü aslında planlanan bu kompleks içinde branşlara bölünmüş, poliblok şeklinde yapılarda sağlık hizmeti verilirken, her hastanenin ayrı ayrı idaresi olması ancak branşları itibariyle birbirlerini kompanse etmeleriydi. Sanırım bu hastaneleri yapan yüklenici firmalar hastanelerin ayrı ayrı yönetiminin zor olacağını ve kendilerine sıkıntı oluşturacağını düşündükleri için bu yönetim modelini uygulamaktan Sağlık Bakanlığını vazgeçirdiler. Bu hastanelerin iki sahibi vardı; biri bu hastaneleri yapan yüklenici firmalar diğeri ise kiralayıp işletecek olan Sağlık Bakanlığı. Doğal olarak güçlü sahibin isteği yerine getirildi ve hastaneler (bu büyük ve farklı yapılar) devlet hastanesi yönetim modeli ile kurgulandı.

Sonuç olarak şu anda ülkemizde Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile yapılmış olan onlarca hastane (ki bunların bir kısmı faaliyete geçmiştir) konfor dışında, gerek verdikleri hizmet gerekse de yönetim biçimi bakımından mevcut hastanelerimizden farklı değillerdir. Kaldı ki kapatılan bir kısım hastanelerin personellerinin şehir hastanelerine transfer edilerek burada faaliyet vermesi sebebiyle sağlık sistemine yatak ve hizmet açısından ekstra bir katma değer de sağlamamıştır. Özetle kendi binalarımız dururken fahiş kiraların ödeneceği (arsalar Sağlık Bakanlığı tarafından verilmiştir) yeni ancak yönetilmesi zor hastanelere sahip olunmuştur. Bunun sonucunda da bu yüklenici firmalara her yıl hazineden 10 Milyar TL civarında kira ödenecek ve döviz yükselme oranlarına göre her yıl artacak olan bu miktar sağlık bütçesinde adeta bir kara delik oluşturacaktır. Bu konudaki endişemiz sağlık bakanlığının önümüzdeki yıllarda gireceği bu finansal çıkmazdan ötürü asli görevi olan sağlığın iyileştirilmesi ve sürdürülebilir sağlık hizmeti sunumunda aksaklıklar yaşayabilecek olmasıdır.

Bu şehir hastanelerinin sistemdeki sıkıntılarını bir kaç maddede özetlersek ;

  1. Yüklenici firmalara ödenecek kiralardan dolayı Sağlık Bakanlığı bütçesinin sağlık hizmetini sürdürebilmesi imkansız hale gelecektir.
  2. Hastanelerin yönetim şeklinden dolayı çalışanlar açısından birçok zorluk oluşmaktadır.
  3. Bunlar ; çalışanların hasta takibi için hastane içerisinde çok büyük mesafeler katetmelerinin gerekmesi, yönetim tarafından verilen işlemlerle ilgili muhattap bulmakta zorlanmaları, hastaneler çoğunlukla şehirlerin dışında olduğu için ulaşımda büyük problemler yaşamaları v.b. zorluklardır.
  4. Hastalar açısından baktığımızda ise hastanelerin şehirdışında olmasından dolayı ulaşım sıkıntıları yaşanmaktadır.Hastane içinde işlemlerini yapabilmeleri için yüz metrelerce yürümek zorunda kalmaları gerekmektedir. Bu yetmiyormuş gibi hastane içerisinde kaybolmak gibi sıkıntılar yaşanmaktadır.

Nihayetinde bu hastaneler yapılmıştır ve milli servettir. Artık bunların en verimli şekilde yönetilmesi üzerinde durulmalıdır. Önerdiğimiz yönetim biçimi de üstte sıraladığımız sorunları minimalize etmenin yanı sıra hastaneleri daha yönetilebilir hale getirecektir.

Bu yönetim biçimini oluştururken siyaseten gelebilecek eleştirileri cevaplayabilmemiz için modelin halkın yararına olduğuna ikna etmemiz gerekecek. Dolayısıyla şu anda önerilen model bir taslaktır ve bununla ilgili getirilebilecek farklı önerilerle farklı yöntemler geliştirilebilir.

Bu hastaneler, hukuki alt yapısı düzenlenerek acilen farklı bir yönetim biçimine kavuşturulmalıdır.

Bunun için de öncelikle eski hastanelerin transfer edilen personellerinin ( eski hastaneleri tadil edildikten sonra) kendi hastanelerine dönüşü gerçekleştirilerek daha önce hizmet verdikleri biçimde hizmet vermeleri sağlanmalı ve bu hastaneler tekrar faal hale geçirilmelidir. Yani yapılan şehir hastaneleri tamamen sıfır personel ile yeni yönetim modeline entegre edilmelidir. Şehir hastanelerinin yeni yönetim modeli, vakıf üniversitesi hastanelerinin yönetim modeline yakın şekilde olmalıdır. Sağlık bakanlığı sadece bu konu ile ilgili bir vakıf veya benzeri bir oluşum kurarak şehir hastanelerini bu kuruluşa devretmeli ve bu hastaneler için yeni bir yönetim modeli oluşturmalıdır.

Bu yönetim modeli maddeler halinde ;

  • Hastane yönetimi, sağlık bakanlığının hakemliğinde bu kuruluş tarafından atanır.
  • Hastane yönetimi, belli bir süreliğine şeçilir ve bağımsız hareket eder. Devlet memurlarından oluşturulmaz, kararlarını alırken kaliteli sağlık hizmeti sunma ve hastanenin finansal sürdürülebilirliğini göz önüne alır.
  • Bu yönetimin ilk işi, sağlık bakanlığı hakemliğinde bu hastaneyi yapan yüklenici firma ile hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda yeni sözleşme yapmak üzere çalışmalar yapmak olmalıdır.
  • Bu sözleşmede hak hukuk ilkeleri ve hizmet sürdürülebilirliği göz önüne alınmalıdır.
  • Bu hastaneler, SGK hastalarına belli bir kota belirleyerek (%30, %40 vb) daha sonraki faaliyetlerinde özel hastanelerin mevcut hükümlerine göre faaliyetlerini sürdürürler.
  • Hastaneler, bulunduğu ilin konumuna göre sağlık turizmi ağırlıklı faaliyet gösterirler.
  • Hastaneler, doktor ve diğer personeli alırken tamamen özel hastane mevzuatına tabi olmalıdırlar. Yani hastaneler kiralarını ve diğer giderlerini kendileri ödemelidirler.
  • SGK hastalarına ayrılan kota ölçüsünde ekstra hiçbir ücret talep etmeyecekler ve SGK hastasına baktıkları oranlar ölçüsünde özel hasta bakabileceklerdir. Yani bu hastanelerimiz hem millete hizmet edeceklerdir hem de kendi kendilerini finansal olarak idame ettireceklerdir.

Bu yönetişim modellemesi çok özet ve tamamen bir taslaktır. Yukarıda da belirtildiği gibi şehir hastaneleri bu ve buna benzer modeller ile yönetilerek Sağlık Bakanlığının finansal olarak kara delikleri kapatılabilirse oradan kalan bütçe ile Sağlık Bakanlığı hem temel sağlık hizmetlerinde iyileştirmeler yaparak sağlıklı bir toplum oluşmasını garantiler hem de insanlara daha kaliteli bir sağlık hizmet sunumu sağlar.

Özetle; şehir hastaneleri özelde Sağlık Bakanlığının, genelde Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük sorunlarından biri olacaktır. Biz vatandaşlar olarak bu sorunun çözümü ile ilgili fikirlerimizi paylaşmaktan çekinmemeliyiz. Bu konu ile ilgili bütün kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile beraber fikir paylaşımı yaparak bir çözüm bulunabileceği kanaatindeyiz.

Sağlıklı günler dileğiyle,

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #SAĞLIK
  • #SAGLIKDADEVA
  • #SAĞLIK ÇALIŞANLARI
  • #SAĞLIK ÇALIŞANLARINI
  • #ŞEHİR HASTANELERİ
  • #HASTANE

SONRAKİ HABER

Bu haftaki konuğumuz Veteriner Hekimler oldu.

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

16 May 2021