İstanbul İl Başkanlığı

Pandeminin Ruh Sağlığımıza Etkilerini Pandeminin Ruh Sağlığımıza Etkilerini

17 Nis 2021
Biruni Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Nihat Kaya "Pandeminin Ruh Sağlığımıza Etkilerini" değerlendirmiştir.

Pandeminin Ruhsal Sağlığımıza Etkileri:

Çin’de ortaya çıkan ve bütün dünyayı hızla etkisi altın alan Korona (Covid-19) virüsü; duygu, düşünce ve davranış kodlarımızda ciddi sarsıntılara yol açmıştır. Virüsün çok hızlı yayılması ve çok geniş kesimleri etkilemesi ve ileri yaşlarda ölüm riskinin yüksek olması, kaygı ve korkularımızı artırdı. Özellikle 65 yaşından sonra ve sağlık sorunları olanların riski yüksek olduğu bilgisi kaygıyı artırdı.

Salgının ilk zamanlarında virüsün nereden geleceği, nasıl bulaşacağı, nelere yol açacağı gibi birçok belirsizlikler mevcuttu. Bu durum kaygılarımızı ciddi artırdı. İlerleyen süreçte bulaşma yolları netlik kazandı. Diğer yandan, bilimin ve insanlığın önceden tanımadığı bir model olması kaygıyı tetikledi. Dolayısıyla tüm dünya tedavi ve başa çıkmada ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı.

Korunaklı bütün sınırlarımızı aşan bu virüs, dünyanın “ hakimi” olmadığımızı bize hatırlatarak ilk öğretisini bildirdi. Bu güvensizlik ve belirsizlikler, insanoğlu gibi belirlilik ve güven arayan; onunla kendini emniyette hisseden bir varlık için kaygı ve korku kaynağı olması kaçınılmazdı. Bundan dolayıdır ki, bütün ülkelerde kapsamlı izolasyon tedbirleri alındı. Hepimiz, gözle görülmeyen bir varlık karşında nasıl aciz olduğumuzu anlamış olduk.

Vücudumuzu ele geçirdiğinde, yaşamsal temel ünitemiz olan solunum sistemimizi felç etmesi; ölüme yaklaştırması karşısında panikledik. Ölümü hiç bu kadar kendimize yakın hissetmemiştik. Depremler, kasırgalar, tsunamiler, savaşlar ve bombalar bile bu kadar korkutmamıştı dünyayı...

Pandeminin ilk zamanlarında ki görüntüler (toplu ölümler) geldikçe kitlelerin kaygıları artmaya başladı. Salgının artmaması için ülkelerde sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi insanları eve “hapsetti.” Birçok ülkede marketler ve eczanelere “ hücum” edildi. Salgının ilk dönemlerinde; marketlerde makarna reyonları boşaldı. Gıda stoku yapmaya başladık, kolonya satan dükkanlar önünde kuyruklar oluştu. Maskeler karaborsaya düştü. Dezenfektan sıvılar yok sattı. Yaşamda kalma güdümüz bu davranışlarımızı ortaya çıkardı.

Türkiye Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda; insan yoğunluğu ve temasının fazla olduğu mekanlarda hizmete ara verildi. Okullar tatil edildi. “Evde kal” sloganı toplumda karşılık buldu.

İnternet ve sosyal medyanın yaygın haber akışı, kitlelerde ortak refleksleri doğurdu. AVMler boşaldı. Büyük meydanlar ve merkezler bom boş, hayalet kent görüntüsü verdi. Netice de alınan kararlar doğru ve yerinde idi, lakin 2020 yazından itibaren tedbirlerde ciddi bir gevşeme oldu. Lebaleb kongreler, 350 bin insanın Ayasofya açılış merasimine katılması ve mitingler tekrar salgının pik yapmasına sebep oldu. Bundandır ki tekrar kısmı bir kapanmaya gidilmesi gerekti. Aslında Koronadan ölüm oranı, diğer gribal enfeksiyonlara göre yüksek değildi ancak hızlı ve katlanarak yayılması riski artırıyordu. Mutasyonlu cinsleri ise gençlere ve çocuklara da sirayet ediyordu. Aynı anda binlerce belki milyonlarca hastanın bakılacağı, tedavi edileceği alt yapılara dünya olarak sahip değiliz. Bu nedenle tedbirli olmak zorundayız.

Sonuçta yayılmayı, bulaşmayı azaltmak için evlerde kalmak uygun görünüyor. Her ne kadar alışkın olmadığımız bir durum olsa da gündelik, ezberlediğimiz ve rutin yaptığımız eylemlerden uzaklaşmak boşluk yaratıyor.

Bu boşluk ne ile doldurulabilir? Yaşadığımız korku kaygılarla nasıl başa çıkacağız?

Aşağıdaki önerileri dikkate alabiliriz:

1- Başta devlet erkanının uyarılara uyması önceliğiyle yasal tedbirlere uyum sağlayalım.

2- Bu virüsün global bir problem olduğunu düşünüp, kişiselleştirmeden kaçınalım. Komplo teorilerine kapılmayalım.

3-Bilime ve tıbba güvenelim. Çalışmalar hızla ilerliyor. Aşılama ve tedavi sonuçları iyi gidiyor.

4-Umudumuzu her zaman canlı tutalım. İnsanlık bundan daha ciddi salgın ve problemlerle başa çıkmış ve hayat devam etmiştir.

5-“Zorunlu evde kalma “fırsatını “ bir şans olarak değerlendirelim. Sürekli koşuşturduğumuz hayata bir mola olarak görelim.

6- İş güç bahanesiyle ihmal ettiğimiz “kendimizle baş başa” kalalım.

7- Fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlığımızı gözden geçirelim.

8- İhmal ettiğimiz eşimiz, çocuklarımız ve diğer aile bireylerimizle doya doya vakit geçirelim.

9- Kendimizi gözden geçirip, vicdan muhasebesi yapalım.

10- Bu güne kadar ne yaptım? Ben kimim? Amacım ne? Nereye varmak istiyorum? Sorularına yanıt bulmaya çalışalım.

11-Epeydir yapamadığımız, hep arzu ettiğimiz şeyleri; bugünkü izolasyon ve karantina şartlarında, yapılacakları hayata geçirmeye çalışalım.

12-Evde, iş yerin de kitap okumaya; film, belgesel izlemeye, müzik dinlemeye, spor yapmaya, kendi inancımıza göre dua etmeye, çalışalım.

13- Varsa hobilerimiz, onları hayata geçirmeye gayret edelim.

14- Korona ( Covid-19) virüsü ile ilgili haberleri sürekli takip etmeyelim.

15- Kaygılı, panikli ve hastalık hastası gibi bir doğamız varsa; hastalıklarla ilgili haberleri okumayalım ve dinlemeyelim.

16- Mutlaka mizahi şeyler okuyalım. Komedi film ve dizileri izleyip, gülmeyi ihmal etmeyelim.

17- Sevdiğimiz eş, dost akrabalarımızla bol bol telefonda arayarak sohbet edelim.

18- Evlerimizin tamirat ve güzelleştirme işlemleriyle uğraşalım.

19- Evimizde ve balkonunuz da terasımızda çiçek yetiştirmeye başlayalım.

Ve unutmayalım ki, her problemin bir çaresi ve çözümü vardır. Umudumuzu asla yitirmeyelim.

Basa çıkamadığımız kaygı, korku, takıntı, depresif ruh halimiz varsa mutlaka profesyonel bir yardım alalım.

Biruni Üni. Tıp Fakültesi Öğrt. Gör.

Psikiyatri Uzm. Dr. Nihat Kaya

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #SAĞLIK
  • #SAĞLIK ÇALIŞANLARI
  • #PANDEMI
  • #RUH SAĞLIĞI
  • #COVİD-19
  • #CORONAVIRUS

SONRAKİ HABER

Deva Partisi İstanbul Sağlık İşleri Komisyonu olarak sağlık çalışanlarının yanında yer aldığımızı belirtmek ve tüm sağlık çalışanlarının sahadaki sorunlarını dinlemek üzere her hafta bir meslek birliği veya derneğini konuk ediyoruz.

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

17 Nis 2021